6 Mayıs 2013 Pazartesi

Kısa günün postu


Sessiz insanları anlayamıyorum. Bir insan hayatta neden sessiz kalır ki? 

İnsanlar sürekli iletişime açık varlıklar. Konuşmaya , tartışmaya , şakalaşmaya , dertleşmeye .. Ama çoğu insan bu saydığım altın değerinde vasıflara sahip değil. İçine kapanık , haksızlığa susan , sakin insanları samimi bulmuyorum. 
Sessiz kalmak  "ezilmek" demek. Her yerde. Her sekılde.  Ben aslında kendini ezdireni sevmiyorum. 
Bizim milletimiz " bana dokunmayan yılan bin yaşasın" kafasında. 
Sokakta bir kadını dövüyorlar. Koca koca adamlar , insanlar bakıp bakıp geçiyor. Birinden haksız yere para isteniyor " amaan benden istemesinler de ne yaparsa yapsınlar" diye susuluyor.
Siyasi konulara girmiyorum bile fakat şöyle bir değinmek gerekirse ;  eğer yaşadığımız ülkede bir şeylerden sızlanıyorsak ve bu sızlanmalar devam ediyorsa sessiz kalındığı içindir.  
Okullarda yapılan haksızlıklar söz komusu olduğunda ise ; ince ve önemlidir. Belli olmaz ama büyüktür.
En basitinden 25 kişilik sınıf bir haksızlığa uğrar 2 kişi dişlenir 2 kişi konusur. Geride kalan 23 kişisinin ağzı yok mudur ? 
25 kişi demek 2şer ebeveynden 50+25 =75 insana yapılan haksızlıktır
Küçüklüğümden beri hep konuşan ve susamayan insan oldum. Kötü bir şey olduğunu hiç düşünmedim. Bu tür insanlara " avukat ol sen " derler ya. Bana da dediler.  Ne alaka ya ? Her insan kendını korumalıdır. Konuşabilmek avukat olabilmek demek değil. Kimse bana yapamayacağım bir şeyi zorla yaptıramaz. Bunun avukatlıkla alakası yok

Bu kısa sitemimin sonuna gelirsek de sonuç şu ; kişilik meselesi deyip susmak diye bir şey yok susan ezilir , kendinizi ezdirmeyin gençler. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder